Vajinal mantar enfeksiyonu her kadının hayatı boyunca birkaç defa başına gelebilen bir can sıkıcı bir durumdur.
Kaşıntı ve peynir kesiği tarzı beyaz pütürlü akıntı ile karakterize olan mantar enfeksiyonuna “vajinal kandidiyazis (vaginal candidiasis)” adı da verilir.
Özellikle antibiyotik kullanımı sonrasında veya havuz kullanımının sık olduğu yaz aylarında görülmeye alışık olunan vajinal kandida, kimi zaman tekrarlayan (kronik) bir vajinal enfeksiyon olarak karşımıza çıkabilir.
Peki, kadınlarda tekrarlayan vajinal kandida (mantar) enfeksiyonu neden oluşur, nasıl tedavi edilmelidir? Bu soruları cevaplamadan önce vajinal mantar enfeksiyonlarını daha yakından tanımak gerekir.
Kandida bir çeşit mantardır, tıptaki ismi “candida” dır. Mantar enfeksiyonları “fungal enfeksiyon” olarak da bilinmektedir. Vajinal mantar enfeksiyonları ise “kandidiyazis” veya “candidiasis” olarak bilinir. “Kandidoz”, “moniliyaz” veya “moniliyazis” olarak da anılmaktadır.
200’den fazla türü olan kandidalar vücudun farklı boşluklarına yerleşmeyi sever. Barsaklar, ağız boşluğu ve vajina bunlar arasındadır. Kandidaların vajina içinde yaptıkları enfeksiyonlara “kandida vajinit” adı da verilmektedir.
Kandida genellikle insanlara başka bir yerden bulaşmaz; çünkü kandidalar bizim içimizde yaşamaktadır. Evet doğru duydunuz! Canlıların ağız içi, sindirim sistemi, vajina, cilt gibi organlarında onlarla birlikte yaşayan organizmalara “flora” adı verilir ve kandidalar bizim floramızın doğal bir üyesidir.
Peki nasıl olur da dün dost olan bugün düşman haline gelir? Kandidalar “fırsatçı patojenler” dir. Yani fırsatını bulduğunda hemen kendi hakimiyetini kurmak ister. İşte herhangi bir organda diğer iyi bakterilerin sayısı azalıp, kandida gibi fırsatçı patojenlerin sayısı artarsa enfeksiyon meydana gelmektedir.
İnsanlarda yaşayan ve kimi zaman enfeksiyona sebep olan en sık kandida türü “kandida albikans” (candida albicans) olmakla birlikte, vajinal enfeksiyonlarda kimi zaman “kandida glabrata” (candida glabrata) ve diğer kandida türleri de rol alabilmektedir.
Kronik yani geçmeyen mantar enfeksiyonları, kadınlarda oldukça can sıkıcı bir durumdur. Geçmeyen vajinal mantarlarda en sık etken olarak karşımıza kandida glabrata çıkmaktadır.
Vajinal mantar enfeksiyonunun oluşması için vajinal floranın dengesinin bozulması gereklidir. Bu floranın en önemli elemanlarından birisi laktobasillerdir.
Laktobasiller laktik asit üreterek vajinanın asidik pH ‘ta kalmasını sağlarlar. Böylelikle fırsatçı patojenlerin çoğalmasına ve dışarıdan gelebilecek dış patojenlerin üremesine fırsat verilmemiş olunur. Ne zaman ki laktobasillerin sayısı azalır, o zaman fırsatçı bakteriler üremeye başlar ve vajinal flora bozulur.
Vajinal flora farklı şekilde bozulabilmektedir. Vajinal floranın dengesini bozan en sık sebepler:
Vajinal floranın dengesi bozulduğunda kandidalar çoğalır ve “vajinal kandida enfeksiyonu” veya diğer ismi ile “vajinal fungal enfeksiyonlar” meydana gelir.
Vajinal mantar enfeksiyonlarının belirtileri oldukça tipiktir.
Vajinal mantar tedavisi için vajinadan kullanılan fitiller ve ağızdan kullanılan “antifungal” haplar kullanılır. Tedaviye genellikle kısa süre içinde yanıt alınır ve belirtiler geriler.
Ancak kimi zaman kısa süre sonra aynı problemler tekrar ortaya çıkar! İşte o zaman işler değişmeye başlar.
Kronik vajinal mantar, bir kadının senede 4 veya daha fazla kez vajinal kandida geçirmesidir. Hastalar adeta kısır bir döngüye girmişçesine önce bir sebeple vajinal mantar olur, verilen tedaviyi kullanır, bıraktıktan bir süre sonra tekrar mantar olurlar. Şikayetlerin sürekli tekrarlaması oldukça can sıkıcı bir hal almaktadır.
Her seferinde daha fazla sayıda fitil ve hap kullanan hastalara bir süre sonra eşli tedaviler de verilir; ancak genellikle sonuç değişmez. Hatta kimi zaman kullanılan ilaçlar vajinal florayı daha da bozup, kliniği daha da kötüleştirebilirler.
Kronik vajinal kandidiyazis sadece vajinal bir enfeksiyon olarak görülmemelidir. Hastalarda hem fiziksel, hem de psikolojik olarak ciddi problemler yaratabilen bu durumun tedavisi için hastalığa çok daha geniş bir pencereden bakmak gerekmektedir.
Belki de ana kaynağı tedavi etmediğimiz içindir! “Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim. Yukarıda geçici yani “akut” mantar enfeksiyonlarına değindik. Ancak, eğer problem kronik vajinal mantar enfeksiyonu ise o zaman vücudun tüm florasını özellikle de bağırsakları hesaba katmak gerekmektedir.
Evinizde bütün bir yaz boyunca sivrisinek problemi ile uğraştığınızı düşünün. Sinekleri öldürüyorsunuz olmuyor, ilaç sıkıyorsunuz olmuyor, ne kadar dikkat ederseniz edin o sinek bir yerden giriyor ve gününüzü gecenizi zehir ediyor! Sonra camdan kafanızı çıkarıp bir bakıyorsunuz ki, a-a o da ne? Siz bir bataklığın yanında yaşıyormuşsunuz! Peki bataklığı kurutmadan, sivrisineklerden kurtulmanız mümkün olur mu? Olmaz, öyle değil mi?
İşte vajina floramız da aslında bağırsak floramızın bir yansımasıdır ve kandidalar orada da belli bir denge içinde yaşamak zorundadırlar. Eğer bağırsak florasında kandida hakimiyeti başladıysa bu durum artık genel “kandidiyazis” olarak adlandırılır ve kronik vajinal mantar, genel kandidiyazisin belirtilerinden sadece bir tanesidir.
Kronik, yani geçmeyen ve sürekli tekrarlayan, dirençli vajinal mantar enfeksiyonlarında daha dinamik tedaviler uygulanmalıdır.
Kronik mantar enfeksiyonları ile mantarın vücutta yaygın olarak yerleşimine bağlı şu şikayetler ortaya çıkmaktadır:
Gördüğünüz gibi aklınıza gelen veya gelmeyen pek çok durumun ana sorumlusu bağırsaklarda olması gerekenden çok daha fazla çoğalmış olan kandida mantarları olabilmektedir.
Unutulmamalıdır ki; yukarıdaki belirtiler, pek çok farklı hastalığın belirtisi de olabilmektedir.
Hastalarımızdan aldığımız öyküde özellikle sık antibiyotik, doğum kontrol hapı veya kortikosteroid kullanımı veya yoğun şekerli/mayalı besin, karbonhidrat, süt ve süt ürünü tüketimi mevcutsa aklımıza ilk aşamada kandidiyazis gelmektedir.
İlk önce vajinayı unutarak! Kronik vajinal mantar tedavisinden için “vajinal” kısmı çok önemlidir; ancak, önce kandidaların rezervi olan bağırsağı tedavi etmek gerekmektedir. Eliminasyon diyeti önemli bir tedavi şeklidir.
Barsaklardaki zararlı bakterilerin azaltılması, vücuttan toksik maddelerin atılması ve floranın düzeltilmesi amacıyla yapılan diyete “eliminasyon diyeti” adı verilmektedir. Kandida diyeti bir çeşit eliminasyon diyetidir. Bu diyet esnasında pek çok tahıl, süt ve süt ürünlerinin tamamı, işlenmiş şeker, kuru meyveler ve hatta yaş meyvelerin bir kısmı, bazı hastalarda baklagiller, alkol, bazı kuruyemişler ve tüm paketli gıdalar beslenmeden çıkarılır.
İlk etapta zorlayıcı bir diyet olarak görülebilmekle birlikte, alıştıktan sonra çok rahat tolere edilebilmektedir. Eliminasyon diyetinin bu konuda özel eğitim almış bir diyetisyenle birlikte yapılması önemlidir.
Eliminasyon diyeti, geçmeyen ve sürekli tekrarlayan vajinal mantar tedavisinin en önemli basamağı olmakla birlikte tek başına yeterli olmamaktadır. Bu hastaların pek çoğunda kandidaların ve mevcut beslenme alışkanlıklarının da etkisiyle ciddi vitamin ve mineral eksiklikleri bulunabilmektedir. Hatta kronik mantar üremesine zemin hazırlayan insülin direnci de görülebilmektedir.
Eksikliklerin ortaya konulması için detaylı kan tahlilleri yapılarak, eksik vitamin ve mineraller destek olarak başlanmaktadır.
Kronik vajinal mantar hastalıkları tedavisinde diyete ek olarak başlanması gereken destekler de yer almaktadır. Bu desteklerin bir kısmı vitamin ve mineraller, bir kısmı ise fitoterapotik ürünlerden oluşmaktadır. Amaç immün sistemin güçlendirilmesidir.
Bu desteklerin başlıcaları:
Kronik vajinal mantar hastalıkları tedavisinde etkinliği gösterilmiş olan, daha pek çok doğal destek bulunmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki; bu destek ürünleri tek başına mantarı tedavi etmeyeceği gibi, her birinin farklı ilaçlarla etkileşimi de olabilmektedir. Bu nedenle mutlaka bir sağlık profesyonelinin kontrolünde kullanılmalıdır.
Genellikle HAYIR. Vajinanın kendi girintili çıkıntılı “ruga” yapısı nedeniyle kandidalar vajina içinde adeta saklanır. İşte bu noktada vajina için özel uygulamalar ön plana çıkmaktadır. Bu uygulamaların en önemlisi ve etkilisi şüphesiz ki “vajinal lazer” uygulamasıdır.
Bir enerji modalitesi olan vajinal lazer ile vajinanın iç yüzeyini kaplayan mukoza dokusu tamamen dökülerek yeni ve sağlıklı bir vajinal mukoza dokusunun oluşması sağlanır. Ayrıca vajina içinde kanlanma artışı da meydana gelerek, daha sağlıklı ve enfeksiyonlara karşı daha dirençli bir doku meydana gelir. Böylelikle flora yenilenmiş olur.
Kliniğimizde uyguladığımız kronik vajinal mantar hastalıkları tedavisinde vajinal lazer tedavisi genellikle 1,5 ay arayla 2 uygulama şeklindedir. İşlem oldukça ağrısızdır. Son teknolojiye sahip lazer cihazları ile tüm lazer tedavisi 3 dakika içinde bitebilmektedir.
Çoğu zaman yeterli olmaz. Daha önce değindiğimiz gibi, bataklığı kurutmadan, yani bağırsakları tedavi etmeden kalıcı tedavi mümkün olmayacaktır. Vajinal lazer sonrası bir süreliğine ortadan kaybolan kandidalar, bağırsaktaki kandidiyazis tedavi edilmezse bir süre sonra tekrar ortaya çıkacaktır.
Evet. Bir diğer vajinal tedavi yöntemi de vajinal ozon uygulamasıdır. Vajinal ozonterapi mantar hastalıkları haricinde farklı alanlarda da kullanılmaktadır.
Vajinal ozon uygulaması, özel bir set ile ince bir boru vasıtasıyla ozon (O3) gazının vajina içerisine verilmesidir. Duruma göre uygulanma sıklığı ve sayısı değiştirilebilir. Vajinal ozonterapi, bu konuda eğitim almış bir hekim tarafından uygulanmalıdır.
Ülkemizde henüz olmamakla birlikte “blue light therapy” adı verilen “mavi ışık terapisi” de kronik vajinal kandida tedavisinde kullanılan yöntemler arasındadır.
Tedavinin başında mantar çok yoğunsa klasik antifungal vajinal fitiller kullanılabilmektedir. Tedavinin devamında ise “borik asit” içeren vajinal fitiller veya vajina yıkama solüsyonları tedaviye destek olarak kullanılabilmektedir. Borik asit antifungal özelliği yüksek olan, güvenli bir ajandır.
Probiyotik ilaçlar, bozulmuş vajina florasını düzenleyici yararlı bakterileri içermektedir. Ancak probiyotikleri tedavinin başında ister ağızdan, ister vajinadan kullanmanın hiçbir anlamı yoktur. Probiyotiklerin işe yarayıp, vajinada ve bağırsakta yeni sağlıklı bir flora oluşturabilmesi için öncelikle kötü bakteri ve mantarların ortamı terk etmiş olması gerekmektedir.
Eliminasyon diyeti bittikten ve yapılacak vajinal uygulamalar tamamlandıktan sonra, yeni ve sağlıklı bir kolonizasyonu sağlayabilecek kadar süre (en az 15-20 gün) probiyotik kullanımı tedavi başarısı arttırmaktadır.
Geçmeyen, dirençli vajinal mantar enfeksiyonları kişinin hayat kalitesini ciddi boyutta bozabilen; ağrılı cinsel ilişki, vajinal kuruluk ve cinsel isteksizlik başta olmak üzere pek çok cinsel probleme yol açarak ilişkisel problemlere neden olabilen, pek çok fiziksel ve psikolojik etkileri olan bir hastalıktır. Dirençli vajinal mantar enfeksiyonu tedavisinde alınabilecek önlemler aşağıda sıralanmıştır:
Vajinal mantar sürekli tekrar ediyorsa altta yatan çok daha ciddi problemler olabileceği gözden kaçmamalı, öncelikle altta yatan hazırlayıcı faktörler ortadan kaldırılmalı (sık antibiyotik veya doğum kontrol hapı kullanımı gibi) anemi, insülin direnci, gizli şeker veya diyabet hastalığı gibi altta yatan faktörler gözden geçirilmelidir.
Tüm önlemlere ve tedavilere rağmen tekrar eden vajinal mantar enfeksiyonları multisistemik bir hastalık olarak ele alınmalı, bağırsaklar mutlaka tedavide ana hedeflenen organlardan olmalıdır.
Beslenme değişikliği kronik mantarı tedavi etmekle kalmayacak, kişinin hayat boyu bir daha aynı durumla karşı karşıya gelmesine de engel olacaktır.
Bu esnada yapılacak vajinal uygulamalar ise kronik vajinal mantarın tam olarak tedavisini sağlayacaktır. Bu şekilde uygulanacak çok yönlü bir tedavi ile yıllardır tedavi olamamış pek çok hastanın vajinal mantar enfeksiyon problemi geride kalmıştır. Önemli olan kişinin ihtiyacı olan tedaviyi eksiksiz uygulamasıdır.
Kliniğimizde geçmeyen, sürekli tekrarlayan vajinal mantar enfeksiyonları şikayeti ile başvuran hastalarımız için uyguladığımız özel bir tedavi protokolü bulunmaktadır. Bu tedavi paketi içerisinde ağızdan ve vajinal ilaç tedavileri, lazer vajinal rejüvenasyon, vajinal ozon tedavisi (vajinal ozonterapi),eliminasyon diyeti, fitoterapi ve saplament tedavileri yer almaktadır.
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ tarafından genital estetik cerrahisi ve seksoloji alanlarında verilen kurs, eğitim ve toplantıların bir kısmını aşağıdaki bölümlerden inceyebilirsiniz.
Copyright 2023 Doç. Dr. Süleyman Eserdağ. Hera Vajinismus Tedavi Derneği Katkılarıyla. Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı