HPV (Human Papilloma Virüs) enfeksiyonları kadınlarda genital bölgede kanserlere ve genital siğillere yol açan virüslerdir. Kadın ve erkeklerde genital bölgede çıkan siğiller yayılarak ve partnere geçerek kozmetik sorunlara yol açabilmektedir. Aynı zamanda psikolojik sorunlara da neden olmaktadır. Bu bölümde genital siğiller ile ilgili detaylı bilgiler mevcuttur.
Özellikle ‘genital siğil neden çıkar, genital siğil tedavisi nasıldır, lazerle genital siğil tedavisi nasıl yapılır’ gibi sıkça sorulan sorulara da cevaplar aranmaktadır.
HPV enfeksiyonunun en yaygın belirtisi genital alanda ve anüs çevresinde yer alan siğillerdir.
Genital siğiller iç dudaklarda, dış dudaklarda, klitoris bölgesinde, vajina girişinde, perine adını verdiğimiz vajina ile anüs arasında, anüs çevresinde yerleşebilir. Ayrıca vajina içinde, rahim ağzında ve rektum (barsağın son kısmında) da ortaya çıkabilmektedir.
Genital siğiller yalnızca kozmetik bir problem olmayıp; hızlıca yayılması, partnere bulaşması, temas ile vücudun farklı bölgelerine bulaşabilmesi nedeni ile kişilerde ciddi anlamda psikolojik problemlere de yol açabilmektedir. Ayrıca, boşanmaya kadar giden evlilik problemlerine de dönüşebilmektedir.
Kadınlarda ve erkeklerdeki görülme oranları benzerdir.
Genital siğiller en sıklıkla cinsel ilişki ile bulaşmaktadır. Vajinal, anal ve oral ilişkiler, cinsel oyuncakların ortak kullanımı gibi sebepler temel bulaşma yollarıdır.
Siğiller cildin üst tabakasındaki hücrelerin hızlı büyümesinden kaynaklanan deri çıkıntılarıdır. Genital siğiller toplu halde, büyük lezyonlar şeklinde bulunursa bu lezyonlara “kondilom” (condyloma) adı verilir. Kondilomlar (Condyloma acuminata) “karnabahar şeklinde” ve farklı büyüklüklerde olabilirler.
HPV’nin yol açtığı siğiller vücudun farklı bölgelerinde olabilir. Yaygın, düz ve plantar (ayak tabanında olan) bölgelerde de siğiller görülebilmektedir.
Genital siğiller anüs çevresi, vulva (dış genital bölge),vajina, serviks ve rektumda ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle ‘anogenital siğil’ ismi de verilmektedir.
Genital siğillere neden olan HPV tipleri, vücudun diğer bölgelerinde olan ve yine HPV ile ilişkili siğillerden farklıdır. HPV tip 6 ve tip 11 genital siğillerin % 90’ından sorumludur. Bu tipler düşük onkojenik risk grubundadırlar. Genital siğiller kanser yapmaz veya kansere dönüşmez!
Gebelikte genital siğillerde artış olabilmektedir. Bunun nedeni bağışıklık sistemindeki değişikliklerdir. Bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak sessiz seyreden HPV enfeksiyonları aktifleşebilmektedir.
Genital siğiller normal doğuma engel teşkil etmemekle birlikte, yaygın siğil varlığı sezaryen yapılmasını zorunlu hale gelebilir.
Genellikle gözle muayene sırasında kolay bir şekilde tanı konulabilmektedir. Şüpheli durumlarda biyopsi alınarak patolojik inceleme ile tanı kesinleştirilmektedir. Genital siğiller çoğu kimsede hiçbir şikayet üretmezler, bazı durumlarda ise hafif kaşıntı ile belirti vermektedirler.
HPV enfeksiyonunun dağılımı dünyada farklılıklar göstermektedir. Bunun nedeni yaş, cinsiyet, anatomik bölge olabileceği gibi sosyoekonomik, kültürel ve genetik faktörlerle de ilişkilidir. Gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar HPV enfeksiyonu ile daha sık olarak karşılaşmaktadırlar. Örneğin; Asya ülkelerinde kadınların yaklaşık yarısı taşıyıcıdır. Yaş açısından değerlendirildiğinde ise 25 yaş altı kadınlarda daha sık rastlanmaktadır.
HPV, önlenebilir bir kanser nedenidir. Rahim ağzı kanseri ülkemizde tüm kanserler arasında 19. sırada olup, jinekolojik kanserler arasında ise rahim ve yumurtalık kanserlerinden sonra 3. sırada yer almaktadır. Rahim ağzı kanserlerinin hemen hemen hepsi HPV enfeksiyonu sonucunda gelişmektedir. Bu nedenle HPV’nin toplumda taranması, saptandığında gerekli önlemlerin alınarak takibe devam edilmesi önemlidir.
Ülkemizde 2020 Yılı İtibari İle En Sık Görülen 35 Kanser Türü (Dr. Mustafa Özdoğan verileri).
Günümüzde tek yöntem, alınan rahim ağzı sürüntü örneğinde HPV DNA’sının tespitidir. Önlem alınmazsa kansere neden olabileceği için erken teşhis önemlidir. Smear ve HPV testi bu amaçla taramada kullanılan en önemli testlerdir. Her iki test de aynı seansta, jinekolojik muayene masasında yapılabilir.
Steril muayene aleti (spekulum) vajina içerisine yerleştirildikten sonra, rahim ağzına steril, ince bir çubuk (swab) sürülür. Alınan sürüntü örnekleri PCR çalışması için genetik laboratuvarına gönderilerek incelemeye alınır. HPV testi son derece ağrısız bir işlemdir. Bu tetkik ile HPV varlığı araştırılır, ayrıca HPV testi pozitif olanlarda HPV tipine de bakılabilmektedir.
Kadının yaşına, tarama geçmişine ve risk faktörlerine göre tarama protokolleri değişmektedir. Rutin olarak 5 yılda bir smear+HPV taraması veya 3 yılda bir yalnızca smear yeterlidir. HPV taramasına ise 30 yaş üstünde başlanır. Çünkü bu yaşa kadar vücuttan virüsün temizlenmesi beklenmektedir.
Eğer 30 yaş üstünde HPV enfeksiyonu saptanırsa ileri inceleme mutlaka gereklidir. Siğili olan hastalar yüksek riskli HPV tipleri açısından da dikkat edilmesi gereken hasta grubudur. Bu nedenle smear ve HPV testi bu hastalar için gereklidir.
Smear taramasında rahim ağzı hücre değişikliklerine bakılır. Smear normal ve HPV negatifse rutin tarama yeterlidir. Ancak HPV’si pozitif olan hastalarda rahim ağzının detaylı değerlendirilmesi gerekir. Bunun için smear yeterli olmazsa kolposkopi işlemi uygulanır.
Smear testinde veya spekulum muayenesinde vajina içinde veya rahim ağzında şüpheli görünüme sahip hastalarda yapılan bir incelemedir. Vajina ve rahim ağzı bir büyüteç ile büyütülerek, kamera sistemi ile incelenir. Gerekli bölgelerden biyopsi (parça) alınarak patolojik incelemeye de gönderilir. Böylelikle genital kanserleri erken safhada yakalamak mümkün olabilmektedir.
Günümüzde HPV enfeksiyonu için spesifik bir tedavi yöntemi yoktur. Genellikle 2 yıl içinde kendiliğinden kaybolur. Ancak yaygın olan siğillere bazı tıbbi veya cerrahi müdahaleler gerekebilir.
Genital siğil tedavisi amacıyla en sık uygulanan yöntemler:
Oldukça büyük lezyonlarda, özellikle büyük kondilomlarda cerrahi ile çıkarma işlemi de yapılabilmektedir.
İstanbul (Nişantaşı ve Bağdat Caddesi) ve Ankara kliniklerimizde, kadınlarda ve erkeklerde genital siğil tedavisi CO2 lazerler ile yapılmaktadır.
Lazerle siğil tedavisi oldukça etkilidir, kısa sürede sonuç verir, son derece ağrısızdır ve tedavi sonrası iz bırakma riski de azdır. Rahat bir şekilde lokal anestezi eşliğinde (bölgenin uyuşturulması ile) ve ortalama 4-5 dakikada tüm genital alan temizlenebilir. Bu yönlerinden dolayı diğer tedavi yöntemlerine göre avantajlıdır.
Akılda tutulması gereken nokta, bu tedavilerin hiçbirinin HPV enfeksiyonunu yok etmediği, yalnızca siğilleri yok ettiğidir. Yeterli düzeyde hijyen kurallarına riayet edilmezse ve vücut direncini arttıran önlemler uygulanmazsa cilt altında mevcudiyetini devam ettiren HPV yeniden aktive olacak ve siğil oluşturacaktır. Bu nedenle bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve hatta HPV ile hiç bulaş olmadan önce aşılamanın yapılması önemlidir.
Rutin rahim ağzı kanser taramasında saptanan HPV enfeksiyonunda ise yakın takip planlanır. Eğer rahim ağzında hücresel değişiklik mevcut ise konizasyon, LEEP işlemleri gibi basit cerrahi müdahaleler ile kanser gelişimi engellenebilir.
Anal, vulvar, orofaringeal kanserlerin yanı sıra anogenital kanserlerin % 90’ından fazlası HPV ile ilişkilidir. Bunun yanısıra neredeyse tüm rahim ağzı kanserlerinin nedeni HPV enfeksiyonudur (% 99,7). Neyse ki; rahim ağzında olan her HPV enfeksiyonu hemen kanserleşmez. Genelde bağışıklık sistemi tarafından temizlenir. Ancak savunma yeterli olmazsa, yüksek riskli HPV tipleri uzun süre vücutta kalarak kansere kadar gidebilen hücresel değişimlere yol açabilmektedir.
Yapılan çalışmalarda, HPV enfeksiyonunu kaptıktan sonra kansere kadar giden sürecin 10-20 yıl kadar uzun bir süreç olduğu saptanmıştır. Özellikle HPV tiplerinden 16, 18, 31 ve 45 kanserojen (kanser yapma eğilimi olan) potansiyele sahiptir.
Bağışıklık sistemi tarafından kontrol edilemeyen virüs penis, baş, boyun ve cilt kanserine de yol açabilmektedir. Hatta yapılan çalışmalarda, bazı akciğer kanseri türlerinin de HPV ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Genital siğillere yol açan HPV tipleri düşük risk grubunda yer almaktadır. Bu nedenle siğiller kanserleşmez veya genital siğilleri olan hastalarda kanser riski artmaz. Ancak, aynı anda yüksek riskli HPV tiplerinin de vücutta bulunması durumunda kanser riski artmaktadır. HPV taşıyıcılarında sigara içme alışkanlığı da varsa kanser riski daha da artmaktadır. Ayrıca, ailede kanser öyküsünün bulunması da kanser riskini yine arttırmaktadır. Bu nedenle HPV enfeksiyonu geçiren her hastanın tarama testleri ile rutin takibi önemlidir.
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ tarafından genital estetik cerrahisi ve seksoloji alanlarında verilen kurs, eğitim ve toplantıların bir kısmını aşağıdaki bölümlerden inceyebilirsiniz.
Copyright 2023 Doç. Dr. Süleyman Eserdağ. Hera Vajinismus Tedavi Derneği Katkılarıyla. Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı