
Genital siğil tedavisi, HPV enfeksiyonuna bağlı olarak genital bölgede ortaya çıkan siğillerin giderilmesini ve yayılmasının önlenmesini amaçlayan tıbbi uygulamalardır. Tedavi, lezyonların boyutu, sayısı ve yerleşimine göre topikal ilaçlar, lazer, kriyoterapi veya cerrahi yöntemlerle yapılabilir. Hem kozmetik hem de psikolojik etkileri nedeniyle zamanında müdahale önemlidir.
HPV (Human Papilloma Virüs) enfeksiyonları, kadınlarda ve erkeklerde genital bölgede siğillere ve bazı kanser risklerine yol açabilen yaygın bir virüs grubudur. Genital siğiller, hem kadın hem erkeklerde genital bölgede ortaya çıkarak yayılan ve cinsel partnerlere geçebilen lezyonlardır. Bu durum hem kozmetik hem de psikolojik açıdan sorunlar yaratabilir.
Genital siğil en sık iç dudaklarda, dış dudaklarda, klitoris çevresinde, vajina girişinde, perine bölgesinde (vajina ile anüs arasında) ve anüs çevresinde görülür. Ayrıca vajina içinde, rahim ağzında ve rektumda da ortaya çıkabilir.
Genital siğiller yalnızca kozmetik bir problem olarak değerlendirilmemelidir; hızlı yayılmaları, partnerlere bulaşma riskleri ve vücudun farklı bölgelerine temas yoluyla geçebilmeleri nedeniyle ciddi psikolojik sıkıntılara neden olabilir. Hatta bazı durumlarda evlilik ve ilişkilerde problemlere yol açabilir.
Genital siğiller en sıklıkla cinsel ilişki ile bulaşmaktadır. Vajinal, anal ve oral ilişkiler, cinsel oyuncakların ortak kullanımı gibi sebepler temel bulaşma yollarıdır.
Genellikle gözle muayene sırasında kolay bir şekilde tanı konulabilmektedir. Şüpheli durumlarda biyopsi alınarak patolojik inceleme ile tanı kesinleştirilmektedir. Genital siğiller çoğu kimsede hiçbir şikayet üretmezler, bazı durumlarda ise hafif kaşıntı ile belirti vermektedirler.
Genital siğil tedavisi, siğilin büyüklüğü, sayısı, yeri ve hastanın tercihine göre değişen çok yönlü bir yaklaşımla yapılır. Amaç, lezyonları yok etmek, komplikasyonları önlemek ve nüks riskini azaltmaktır; HPV virüsü tamamen vücut sisteminden temizlenemese de, lezyonların tedavisi hem semptomları azaltır hem de bulaşıcı riskini düşürür. Tedavi seçenekleri genellikle lokal uygulamalar, cerrahi yöntemler ve immünolojik destekleyici yöntemler olarak üç ana başlıkta toplanabilir.
Lokal tedaviler arasında asit bazlı solüsyonlar veya topikal ilaçlar bulunur; bu ürünler lezyon dokusunu hedef alarak yok eder ve genellikle birkaç hafta süren uygulamalar gerektirir. Cerrahi yöntemler, lezyonların hızlı ve kesin bir şekilde çıkarılmasını sağlar; kriyoterapi (dondurma),lazer tedavisi, koterizasyon veya kesme gibi yöntemler en sık kullanılan tekniklerdir. Bu yöntemlerin avantajı, özellikle büyük veya kalabalık lezyonlarda etkin ve hızlı çözüm sunmalarıdır.
Tedavi sırasında hastanın hijyenine dikkat etmesi, bölgeyi tahriş etmemesi ve cinsel ilişkiyi doktorun belirttiği süre boyunca sınırlaması önemlidir. Ayrıca bağışıklık sistemini destekleyen sağlıklı yaşam alışkanlıkları, tedavinin etkinliğini artırabilir ve nüks riskini azaltabilir. Tedavi sonrası düzenli kontrol, yeni lezyonların zamanında fark edilmesi ve gerekirse ek tedavilerin uygulanması açısından kritik öneme sahiptir.
Genital siğil tedavisi amacıyla en sık uygulanan yöntemler:
Lazerle genital siğil tedavisi oldukça etkilidir, kısa sürede sonuç verir, son derece ağrısızdır ve tedavi sonrası iz bırakma riski de azdır. Rahat bir şekilde lokal anestezi eşliğinde (bölgenin uyuşturulması ile) ve ortalama 4-5 dakikada tüm genital alan temizlenebilir. Bu yönlerinden dolayı diğer tedavi yöntemlerine göre avantajlıdır.
Büyük lezyonlarda, özellikle büyük kondilomlarda cerrahi ile çıkarma işlemi de yapılabilmektedir.
Genital siğil tedavisi sonrası iyileşme süreci, uygulanan yönteme bağlı olarak değişiklik gösterebilir; lazer, kriyoterapi veya topikal ilaç tedavileri sonrası doku hassas olabilir ve enfeksiyon riski artabilir.
Tedavi sonrasında hijyenin korunması, cilt bütünlüğünün izlenmesi ve cinsel aktivitenin sınırlanması, yeniden enfeksiyon riskini azaltmada kritik rol oynar. Ayrıca, bağışıklık sistemini destekleyen yaşam tarzı alışkanlıkları iyileşmeyi hızlandırabilir ve nüks riskini azaltabilir.
Genital siğil tedavisi sonrası dikkat edilmesi gerekenler:
Akılda tutulması gereken nokta, bu tedavilerin hiçbirinin HPV enfeksiyonunu yok etmediği, yalnızca siğilleri yok ettiğidir.
Yeterli düzeyde hijyen kurallarına riayet edilmezse ve vücut direncini arttıran önlemler uygulanmazsa cilt altında mevcudiyetini devam ettiren HPV yeniden aktive olacak ve siğil oluşturacaktır. Bu nedenle bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve hatta HPV ile hiç bulaş olmadan önce aşılamanın yapılması önemlidir.
Rutin rahim ağzı kanser taramasında saptanan HPV enfeksiyonunda ise yakın takip planlanır. Eğer rahim ağzında hücresel değişiklik mevcut ise konizasyon, LEEP işlemleri gibi basit cerrahi müdahaleler ile kanser gelişimi engellenebilir.
Genital siğil tedavisi için doğru doktor seçimi, hem etkin bir tedavi süreci hem de nüks riskinin azaltılması açısından önemlidir. Genital siğiller, cinsel yolla bulaşan HPV enfeksiyonunun bir belirtisi olduğundan, değerlendirme ve tedavi süreci uzmanlık gerektirir.
Tedavi sırasında lezyonların doğru yöntemle çıkarılması, komplikasyon riskinin azaltılması ve gerektiğinde partner takibinin yapılması önemlidir.
Genital siğiller bazen bağışıklık sistemi güçlü olan kişilerde kendiliğinden kaybolabilir; vücut HPV virüsünü etkili bir şekilde baskıladığında lezyonlar birkaç ay içinde azalabilir veya tamamen ortadan kalkabilir. Ancak bu süreç her zaman garanti değildir ve özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde lezyonlar kalıcı olabilir veya tekrarlayabilir.
Kendiliğinden geçme olasılığı olsa da, lezyonlar tedavi edilmediğinde yayılma riski taşır ve cinsel partnerlere bulaşma ihtimali devam eder. Bu nedenle, genital siğiller için profesyonel değerlendirme ve uygun tedavi, hem sağlık hem de bulaşıcılık açısından en güvenli yaklaşımdır.
Siğiller cildin üst tabakasındaki hücrelerin hızlı büyümesinden kaynaklanan deri çıkıntılarıdır. Genital siğiller toplu halde, büyük lezyonlar şeklinde bulunursa bu lezyonlara “kondilom” (condyloma) adı verilir. Kondilomlar (Condyloma acuminata) “karnabahar şeklinde” ve farklı büyüklüklerde olabilirler.
HPV’nin yol açtığı siğiller vücudun farklı bölgelerinde olabilir. Yaygın, düz ve plantar (ayak tabanında olan) bölgelerde de siğiller görülebilmektedir.
Genital siğiller anüs çevresi, vulva (dış genital bölge),vajina, serviks ve rektumda ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle ‘anogenital siğil’ ismi de verilmektedir.
Genital siğillere neden olan HPV tipleri, vücudun diğer bölgelerinde olan ve yine HPV ile ilişkili siğillerden farklıdır. HPV tip 6 ve tip 11 genital siğillerin % 90’ından sorumludur. Bu tipler düşük onkojenik risk grubundadırlar. Genital siğiller kanser yapmaz veya kansere dönüşmez!
Gebelikte genital siğillerde artış olabilmektedir. Bunun nedeni bağışıklık sistemindeki değişikliklerdir. Bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak sessiz seyreden HPV enfeksiyonları aktifleşebilmektedir.
Genital siğiller normal doğuma engel teşkil etmemekle birlikte, yaygın siğil varlığı sezaryen yapılmasını zorunlu hale gelebilir.
Copyright 2025 Doç. Dr. Süleyman Eserdağ. Hera Vajinismus Tedavi Derneği Katkılarıyla. Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı