Menopoz, bir kadının hayatında doğal olarak meydana gelen bir dönemdir. Bu dönemde yumurtalıkların ürettiği östrojen, progesteron ve androjen hormonlarının düzeyi önemli ölçüde azalır. Buna bağlı olarak sıcak basması, uykusuzluk, vajinal kuruluk, libido azlığı ve depresif ruh hali değişiklikleri gibi bir dizi semptomlar ortaya çıkar. Bu semptomlar dışında kalp damar sistemi ve kas iskelet sistemi ile ilgili bazı problemler de artışa geçer.
Tüm vücudu etkileyen bu yıkım sürecinde kadınların sağlık durumunu takip etmek ve olası riskleri erken dönemde tespit ederek tedavileri sağlamak son derece önemlidir. Bu bölümde menopoz dönemi takipler, tetkik ve taramaları ile tedavileri ele alacağız.
Menopoz döneminde düzenli takip ve taramalar, kadınların sağlığını korumak ve potansiyel sağlık sorunlarını erken teşhis etmek açısından önemlidir. Menopoz döneminde yapılması gereken kontroller aşağıda sıralanmıştır.
Meme kanseri neredeyse her 8 kadının birinde izlenen önemli bir kanser türüdür. O yüzden taramaları da son derece önemlidir. Menopoz döneminde meme takipleri ve tarama testleri aşağıda özetlenmiştir.
Rahim ağzı kanserleri genellikle HPV enfeksiyonu ile ilişkilidir. Kötü hayat koşulları, düşük immün sistem, çok partnerlilik ve korunmasız ilişkiler bu kanserin oluşumunu ve gelişimini kolaylaştırır.
Menopoz kemik kaybını hızlandırır. Bu nedenle osteoporoz riskini değerlendirmek için düzenli aralıklarla kemik yoğunluğu testi takip edilmelidir.
Menopozla birlikte kadınlarda kalp ve damar hastalıkları riskleri de artmaktadır. Menopoz öncesi erkeklerden oldukça düşük risklere sahip kadınlar menopoza girdikten sonra önemli bir risk artışı ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunun sebebi menopoz öncesi dönemdeki yumurtalık hormonlarının kalp üzerine koruyucu etkileridir.
Kalp sağlığının takip ve değerlendirilmesinde:
Kan Testleri
Yıllık olarak ya da doktorunuzun önerdiği sıklıkta kan testleri ile vücuttaki hemogram, kan şekeri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, kolesterol, vitamin ve mineral değerleri gibi değerlerin kontrol edilmesi önemlidir.
Kilo Takibi
Menopozda metabolizma yavaşlar ve kilo almaya eğilim artar. Düzenli kilo takibi yapılması, gerekirse hastalara özel bir diyet ve egzersiz programları da verilebilmektedir.
Menopoz dönemindeki takipler ve taramalar kişisel sağlık geçmişinize, aile geçmişinize ve risk faktörlerine göre değişebilmektedir.
Anne karnında 20. gebelik haftasında bir kız bebeğin yumurtalıklarındaki yumurta sayısı maksimum düzeye ulaşır. Bu sayı yaklaşık olarak 6-7 milyon civarındadır. Yumurta sayısı daha anne karnındayken azalmaya başlayarak doğumda 1-2 milyon yumurta sayısına, ergenlik döneminde ise 500-600 yumurta sayısına kadar düşer.
Ergenlik döneminden sonra da her adet döngüsünde bir yumurta atılarak menopoza kadar yumurtalar tüketilir. Aslında her kadının menopoza gireceği yaş daha anne karnında bellidir. Ancak kesin olarak menopoz yaşını gösteren bir test yoktur. Kandaki AMH, FSH ve östrojen hormon düzeylerinin takipleri ve ultrasondaki foliküllerin varlığı yumurtalıkların kalan rezervi için ancak fikir vericidir. Anneleri erken menopoza giren kişilerde erken menopoz riskleri daha fazladır.
Maalesef menopoz yaşını yani yumurta sayısını arttıran bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntem yoktur.
Yumurtalıklara enjekte edilen SVF (Stromal Vasküler Fraksiyon),PRP (Plateletten Zengin Plasma) gibi yöntemlerin menopozu geciktirdiği ile alakalı bilimsel bir dayanak yoktur. Sadece erken menopoza neden olan kansere bağlı kemoterapi, radyoterapiler veya cerrahi olarak yumurtalıkların çıkartılmasını gerektiren durumlar göz önüne alınırsa sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, etkili stres yönetimi, alkol ve sigaradan uzak durmak etkili olacaktır.
Menopoz şikayetleri ile baş etme ve hayat kalitesini arttırmak için elimizde birçok tedavi seçeneği vardır.
Hormon Tedavileri: Menopoz döneminde hastaların şikayetlerinin büyük çoğunluğu vücutta eksilen östrojene bağlı meydana gelmektedir. Menopozda Hormon Tedavileri (HRT) eksilen hormonların yerine konularak şikayetlerin gerilemesini amaçlar. Östrojenin tek başına, yüksek dozda verilmesi sorunlara yol açtığı için günümüzde hormon replasman tedavisi düşük doz östrojen ve beraberinden progesteron hormonun verilmesi ile yapılmaktadır. Bu şekilde menopoza bağlı şikayetler ve kemik erimesi problemleri daha az görülmektedir. Kanser dışı bir sebeple rahmi alınmış olan kadınlarda ise tek başına östrojen tedavisi verilebilir. Hormonal tedaviye başlama kararı, mutlaka bir jinekoloji hekimi ile birlikte verilmelidir.
Osteoporoz İlaçları: Kemik sağlığını korumak için gerekebilir.
Bitkisel Takviyeler: Özellikle menopoza geçiş döneminde görülen sıcak basması, terleme, uykusuzluk, sıkıntı gibi “vazomotor problemlerin” giderilmesinde doğal ve bitkisel ürünler kullanılabilmektedir. Soya çayı, siyah cohosh, keten tohumu, evening primrose oil, valerian ekstresi, angelica sinensis, soya isoflavonları gibi bitkisel ürünler belirtileri hafifletebilir. Ancak menopozun yıkıcı etkilerini tamamen yok edebilecek alternatif doğal bir ilaç yoktur.
Fitoöstrojenler: Fitoöstrojenler doğal östrojeni içeren gıdalarda yer alır. Soya, maydanoz, ginseng bitkileri fitoöstrojenlere örnektir. Bunların aşırı miktarda tüketiminin vücuda etkileri ise net olarak bilinmemektedir.
Akupunktur: Menopoza bağlı şikayetlerin giderilmesinde etkili bir tamamlayıcı yöntemdir.
Topikal Kremler ve Jeller: Hormon içermeyen kayganlaştırıcı jeller ile cinsel ilişkinin sürdürülmesi sağlanabilir. Bu jeller ilk basamak tedavi olarak kullanılabilir; ancak orta, ileri düzeyde genital bölgede yanma, cinsel ilişkide ağrı gibi şikayetleri olan hastalarda vajinal krem, ovül tarzından lokal östrojen tedavileri çok daha etkilidir.
Vajinal Lazer: Bazı hastalar kendi çekinceleri nedeniyle vajinal östrojen tedavisi kullanmak istemeyebilir. Bazı hastalar ise meme kanseri tedavisi görmüş veya memede şüpheli bulgular nedeniyle takip altında olabilir. Bu şekilde östrojen tedavisi veremediğimiz hastalarda fraksiyone lazer tedavisi iyi bir seçenektir. Lazerle Vajinal Rejuvenasyon (LVR) günümüzde oldukça popüler hale gelmiştir. Uygulama amacı vajinal dokuyu yenilemek; kollajen üretimini uyarmak ve doku elastikiyetini arttırmaktır. Ancak östrojen kullanmasında sakınca olmayan hastalarda vajinal bölge mukozasının öncelikle en az bir ay süre ile lokal östrojen ile hazırlandıktan sonra vajinal fraksiyone lazer uygulanması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Kollajen: endopelvik fasyanın protein komponentinin %80’inden fazlasını oluşturur. Pelvik tabanın en önemli komponentidir. Yaşlanma ile yeni kollajen sentezi azalır. Doğumlarla zayıflamış pelvik taban, yaş alma ile daha da zayıflar idrar kaçırma problemleri ortaya çıkar.
Vajinal lazer kollajen üretimini arttırarak hem bu bölgenin yenilenmesini ve eski elastikiyetini geri kazanmasını sağlar hem de idrar kaçırma problemi olan hastaların şikayetlerini önemli ölçüde azaltır. Ağızdan kolajen takviyeleri de verilen öneriler arasındadır.
Vajinal Radyofrekans: Vajinal radyofrekans uygulaması da vajinal lazer uygulaması gibi dokuda termal etki oluşturan bir teknolojidir. Vajinal dokuya kontrollü bir şekilde ısı yayarak kollajen üretimini arttırır. Bu, vajinal dokunun sıkılaşmasını ve esnekliğini geri kazandırır. Vajinal dokunun kan akışını arttırır. Vajinal kuruluğu azaltır ve cinsel işlevi ve orgazm fonksiyonunu iyileştirir.
Vajinal PRP: PRP (Platelet-Rich-Plasma: Trombositten Zengin Plazma) uygulaması kişinin kendi kanından elde edilen ve büyüme faktörleri içeren plazma sıvısının vajinal dokuya enjekte etme işlemidir. Bu tedavi de fraksiyone lazer uygulamasında olduğu gibi vajinal bölgenin yenilenmesini ve kollajen bağ dokusunun artmasını amaçlamaktadır. Fraksiyone vajinal lazer tedavisi ile kombine edilerek birlikte uygulandığında daha etkili sonuçlar alınmaktadır.
Hyaluronik Asit Enjeksiyonları: Vajinal dokuya nem kazandırmak, dolgunluk sağlamak ve elastikiyeti arttırmak amaçlarıyla uygulanır. Jel olarak ya da direk dokuya enjekte edilerek uygulanabilir. Özellikle meme kanseri riski taşıyan kadınlar için önemli bir çözüm kaynağıdır. Estetik olarak görünümü de iyileştirir.
Vajinal Bölge Mezoterapi Enjeksiyonları: Bu uygulamada vajinal dokuya çeşitli vitaminler, mineraller, hyaluronik asit ve bazı besleyici maddeler enjekte edilir. Vajinal mezoterapi işleminin amacı dokunun yeniden canlanmasını, sıkılaşmasını ve nemlenmesini sağlamaktır. Kozmetik amaçlı da yapılabilmektedir.
SVF (Stromal Vasküler Fraktür): Yağ dokusundan elde edilen ve çeşitli hücre tiplerini içeren bir hücre popülasyonudur. Bunlar içerisinde “mezenkimal kök hücreler” de bulunur. SVF içinde yer alan bu hücreler rejenerasyon kapasitesine sahip oldukları için doku onarımını, kan dolaşımını ve kolajen üretimi sağlarlar. Vajinal dokunun rejenerasyonunu desteklemek amacıyla kullanılabilir.
Menopoz döneminde takipler, yapılacaklar ve tedavi seçenekleri kişisel ihtiyaçlara ve kişinin sağlık durumuna bağlı olarak değişiklikler gösterebilir. Bu nedenle menopoz takibi, tedavisi ve yönetimi konusunda uzmanlaşmış bir jinekoloji hekimine başvurmak en doğrusudur.
2002 yılından itibaren genital bölge ameliyatları ve cinsel tedaviler konusunda çalışan, bu alanlarda belli uzmanlık düzeyine ulaşan İstanbul ve Ankara kliniklerimizde menopoz dönemindeki hastalarımızın düzenli takipleri, jinekolojik muayeneleri, pelvik ultrasonları ve tarama testleri yapılabilmektedir.
Kadınların hayatlarının neredeyse yarısını geçirecekleri bu dönemde daha konforlu ve sağlıklı bir hayat geçirebilmeleri için hormonal ve hormonal olmayan tüm tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Hormonal replasman tedavileri, cinsel fonksiyon destekleri, vajinal lazer, radyofrekans, PRP, hyaluronik asid, eksozom ve SVF (kök hücre) tedavileri en sık yaptığımız menopoz tedavileri arasındadır.
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ tarafından genital estetik cerrahisi ve seksoloji alanlarında verilen kurs, eğitim ve toplantıların bir kısmını aşağıdaki bölümlerden inceyebilirsiniz.
Copyright 2024 Doç. Dr. Süleyman Eserdağ. Hera Vajinismus Tedavi Derneği Katkılarıyla. Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı