Doç. Dr. Süleyman EserdağKozmetik Jinekoloji ve Cinsel Terapi
Avrupa Board Sertifikalı Cinsel Terapist (Fellow)
‘Kadın Genital Estetik ve Fonksiyonel Cerrahisi’ Kitabının Yazarı
PAYLAŞ:

Vajinal Kaşıntı

Vajinal Kaşıntı

Vajina kaşıntısı Nedir?

Vajina kaşıntısı, hayatın belli dönemlerinde pek çok kadının başına gelen ve hayat kalitesini negatif yönde etkileyen bir durumdur.

Vajinada kaşıntının pek çok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenler arasında enfeksiyonlardan alerjik durumlara, altta yatan hastalıklardan hormonal değişikliklere kadar çeşitli durumlar bulunmaktadır.

Vulva ve Vajina nedir?

Kadın genital organının dıştan görünen kısmına “vulva” denilmektedir. Vulva deri dokusuyla kaplıdır.

İlişkinin gerçekleştiği, penisin girdiği, adet kanının dışarı aktığı tüp şeklindeki iç organa ise “vajina” denilmektedir. Kas ve bağ dokusundan oluşan vajina ortamı nedeni ile enfeksiyonlara açık bir organdır.

Vulvovajinit nedir?

Vulvovajinit, bu organların, yani vulva ve vajinanın enfeksiyon veya enflamasyonuna (yangısal hastalıklarına) verilen isimdir.

Kimi zaman tek başına “vulvit” veya “vajinit” terimleri de kullanılmaktadır. (Buradaki –it eklentisi enfeksiyon veya yangısal durumlara işaret eder)

Vulvit belirtileri nelerdir?

Bir kadın vulvovajinit olup olmadığını nasıl anlar?

Vulvit veya vulvovajinit olan hastanın ana şikayeti vajinal veya vulvar kaşıntıdır, yani dış bölgedeki derinin kaşıntısıdır.

Vajinada kaşıntı, vajinitlerin en belirgin özelliğidir. Kimi zaman bu kaşıntı vulvada da görülebilmektedir ve kaşıntıya bağlı kızarıklık, ödem, tahriş de görülebilmektedir.

Vajinada meydana gelen ödem ve inflamasyon ise cinsel ilişki esnasında ağrı-acı hissedilmesine neden olabilmektedir. Ağrılı cinsel ilişkinin (disparoni) en sık sebebi vulvovajinitlerdir.

Vajinal kaşıntı nedenleri nelerdir?

Vajinal kaşıntının en sık sebeplerini sıralayacak olursak:

  • Vajinal enfeksiyonlar (vajinal kandida, bakteriyel vajinozis, trikomonas vajinalis),
  • Hiperplastik vulvar distrofi,
  • Liken skleroz,
  • Atrofik vajinit,
  • Genital herpes,
  • Genital psöriyazis,
  • Kontakt dermatit,
  • Genital egzama,
  • Parazit hastalıkları.

Vajinal Enfeksiyonlar

Vajinal kaşıntının en sık sebebini vajinal enfeksiyonlar oluşturmaktadır. Vajinal enfeksiyonlar içinde kaşıntı şikayeti ile karşımıza en çok çıkan sebep ise “vajinal mantar” (kandida, vajinal maya) enfeksiyonudur.

Kandida (mantar) enfeksiyonu: Vajina ve vulvada yoğun kaşıntı en sık görülen şikayettir. Genellikle eş zamanlı beyaz renkli, peynir kesiği şeklinde vajinal akıntı da görülür. Kaşıntı bazen o kadar şiddetli olur ki; deride kızarıklık, ödem ve kaşımaya bağlı deskuamasyonlar (soyulmalar) ve abrazyonlar (yırtılmalar) görülebilir. Vajinadaki ödem nedeniyle disparoni (ağrılı cinsel ilişki) de sık görülen belirtiler arasındadır.

Bakteriyel vajinozis: Sık görülen vajinal enfeksiyonlardan bir diğeridir. Kaşıntı şikayeti, mantar enfeksiyonundaki kadar sık olmasa da görülebilmektedir. Ana problem, vajinal flora bozukluğudur. Vajinadan gelen ölü balık kokusuna benzetilen koku karakteristiktir, bu koku kimi zaman cinsel ilişki sonrasında gelmekte ve çiftleri rahatsız edebilmektedir. Beyaz veya grimtırak köpüklü bir akıntı da görülebilen belirtiler arasındadır.

Trikomonas vajinalis: Sarı-yeşil renkte, köpüklü vajinal akıntının izlendiği, pelvik ağrının da eşlik edebileceği daha ciddi bir vajinit tablosudur. Genellikle rahim ağzı enfeksiyonu (servisit) da tabloya eşlik eder, zamanında tedavi edilmezse enfeksiyon ilerleyerek rahim ve tüpler gibi iç genital organları sararak PID (pelvik inflamatuar hastalık) durumu oluşabilmektedir.

Çilek Serviks

Trikomonas vajinal enfeksiyon ile birlikte rahim ağzında "çilek serviks" olarak da tarif edilen kanama alanları ile karakterizedir. Bu durum tecrübeli bir jinekolog tarafından jinekolojik muayene sırasında kolaylıkla tanınabilir. 

Tüm vajinal enfeksiyonlarda en kısa sürede uygun tedavi başlanmalıdır. Kimi zaman enfeksiyon oluşturan etkeni belirleyebilmek için vajinal kültür ve antibiyogram yapılarak tedavi verilmektedir. Tedavi, ağızdan (oral) veya vajinal yolla verilebilmektedir.

Hiperplastik Vulvar Distrofi

Hiperplastik vulvar distrofi, vulvayı etkileyen yaygın bir cilt hastalığıdır. Yeni adı ‘Squamoz Hücre Hiperplazisi’ olarak geçmektedir ve vulva, yani dış genital bölgenin non-neoplastik (kanser olmayan) epiteliyal hastalık grubunda yer alır. Nadir görülen, kronik bir hastalıktır. Çoğunlukla menopoz sonrası dönemde görülmektedir.

Hiperplastik vulvar distrofide vulva derisi olması gerekenden daha kalındır. Cilt zamanla kalınlaşır, kaşıntı ve renk değişiklikleri (gri-beyaz) ortaya çıkar. Sıklıkla anogenital bölgede (vulva, anüs çevresi, perine) olmakla beraber vücudun farklı yerlerinde de ortaya çıkabilir.

Genellikle tahriş edici etkenlerden sonra gelişmektedir. Şikâyetler stresle artmaktadır. Vulva kanserine dönüşüm ise nadirdir (%1-5).

Hiperplastik vulvar distrofinin nedenleri henüz tam bilinmemektedir. Genellikle suçlanan, cildin uzun süre kimyasal, fiziksel veya alerjik tahriş edici etkenlere maruz kalmasıdır.

Vulvar distrofinin en sık belirtisi geçmeyen kaşıntıdır. Kaşımayla yangısal süreç de artar, bu da irritasyon ve kaşıntıyı daha da arttırarak bir kısır döngüye neden olur. Lezyonlar çoğunlukla büyük genital dudaklardadır.

Hiperplastik vulvar distrofi tedavilerindeki temel amaç şikayetleri azaltmaya yöneliktir. Tedaviler, özellikle yangısal süreci azaltarak kaşıntının giderilmesi için verilmektedir.

Hastalığın şiddeti kişiden kişiye oldukça değişkendir. Her şeyden önce, genital bölge hijyeninin sağlanması çok önemlidir. Kronik tahriş edici etkenlerden de uzak durulmalıdır.

Tedavideki ilk seçenek ise kaşıntıyı azaltmak için topikal kortikosteroid (kortizon içeren kremlerin) kullanımıdır. Kortizon kremleri ile birlikte hormon içeren farklı kremler de kullanılabilmektedir. Ayrıca ileri vakalarda cerrahi uygulamalar da hastalara uygulanabilmektedir.

Hiperplastik vulvar distrofi tedavisinde umut veren yenilikçi tedaviler arasında bizim de kliniklerimizde uyguladığımız ve güzel sonuçlar aldığımız fraksiyonel lazer ve PRP tedavileri yer almaktadır.

Liken Skleroz (Lichen Sclerosus) 

Liken skleroz, cilt dokusunun incelmesi ile kendisini gösteren kronik ve otoimmün bir deri hastalığıdır. Sıklıkla genital bölgede iç ve dış dudaklar, klitoris, perine (vajina ile anüs arası alan),anüs ve vestibulum (vajina girişi) bölgelerini tutmaktadır.

Lichen sclerosus hastalığının tam olarak nedeni bilinmemektedir. Bu otoimmün olduğu düşünülen durumun ortaya çıkışında genetik, hormonal, irritan (tahriş edici) ve travmatik nedenlerin etkili olabileceği düşünülmektedir.

Liken skleroz hastalarında özellikle dış genital bölgede kaşıntı, yanma, batma, ağrı gibi şikayetler ortaya çıkmaktadır. Pantolon, tayt ve jean giyiminde tüm bu şikayetler daha da artmakta, kişilerin günlük hayatları ciddi bir biçimde olumsuz yönde etkilenmektedir. Genital bölgedeki kaşıntı (“pruritis vulva”) oldukça rahatsızlık vericidir.

Lichen’den etkilenen bölgelerde ciltte incelme, yama şeklinde beyazımtırak, bazen de kızarık ve mor alanlar izlenebilmektedir. Kaşıntıya bağlı kabarma ve kanamalar da olabilmektedir.

Kaşıntı şikayeti, genelde geceleri ortaya çıkmakta ve kimi zaman kişiyi uyutamayacak kadar şiddetli olabilmektedir. Derinin incelmesi ve kronik olarak kaşınması sonucunda ciltte yer yer yırtılmalar ve bu alanlarda birbirine yapışmalar görülebilmektedir.

Yapışma nedeniyle klitorisin gömülmesi, ilişkide ağrı veya vajinal girişin kapanarak cinsel ilişkinin gerçekleşemez hale gelmesi, idrar yapmada zorluk veya farklı estetik sorunlar görülebilmektedir.

Liken sklero tedavisinde ilk basamakta steroidli kremler kullanılmakta, kimi zaman cerrahi müdahaleler de gerekmektedir. Son dönemde uygulanmaya başlayan ve bizim de kliniklerimizde yaygın şekilde yaptığımız fraksiyone lazer, PRP ve SVF (kök hücre) tedavileri oldukça yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.

Atrofik Vajinit

Vajina ve vulva, hormonlara oldukça duyarlı dokulardır. Menopoz döneminde kadın bedeninde özellikle “östrojen” hormonunun üretiminin durması ile vajinal mukozada ve vulva derisinde incelme ve kuruma meydana gelmektedir. Bu durum “atrofik vajinit” olarak adlandırılmaktadır.

Atrofik vajinit problemine sahip hastalar en sık “vajinal kaşıntı” veya “vulvar kaşıntı” şikayeti ile başvurmaktadırlar. Kimi zaman kaşıntı şikayetine yanma da eşlik etmektedir. Kaşıntı şikayeti kimi zaman durduk yere olduğu gibi, kimi zaman ise dar bir pantolon vs giyilmesi ile tetiklenebilmektedir. Derideki incelme kimi zaman o kadar şiddetli olmaktadır ki; kaşıma veya ilişki sonrası yer yer deride yırtılmalar olduğu izlenebilmektedir.

Atrofik vajinit, liken skleroz veya vulvar distrofi hastalığı ile karışabilmektedir. Bu hastalıklar da menopoz döneminde östrojenin azalmasıyla şiddetlenebildiği için ayırıcı tanıda düşünülmeleri önemlidir. Ancak atrofik vajinit yönetimi ve tedavisi daha kolay bir durumdur. Ayırıcı tanının lüzum halinde biyopsi ile yapılması gerekmektedir.

Atrofik vulvovajinit tedavisinde, smear normal ise ve başka engel olabilecek bir durum yoksa tedaviye topikal/lokal östrojen hormon kullanımı ile başlanmalıdır. Bir süre vulvar ve vajinal hormon kullanımı sonrası uygulanan vajinal lazer ve PRP tedavileri ile de vulvovajinal rejuvenasyon (yenilenme) sağlanabilmektedir. Tedavinin başarı oranı çok yüksektir.

Genital Herpes (Genital Uçuk Enfeksiyonu)

Herpes, halk arasında “uçuk” olarak bilinmektedir. Herpes Simpleks Virus (HSV) ile meydana gelen herpes hastalığı ağızda (oral) veya genital alanda oluşabilmektedir.

Genital uçuk, genital bölgede meydana gelen ülserlerin en sık nedenini oluşturmaktadır. Ancak ülser görünümü oluşmadan önce ilk belirti, genital uçuk çıkacak bölgede kaşıntı ve kızarıklık olmasıdır. Genital herpes, özellikle yakın zamanda şüpheli cinsel ilişki gerçekleşti ise, ağrının da eşlik edebileceği genital kaşıntıda akla gelmesi gereken hastalıklardan birisidir.

Tedavide oral ve topikal antiviral ajanlar kullanılmaktadır.

Genital Psöriyazis (Vulvar Sedef Hastalığı)

Psöriyazis, “sedef” hastalığına verilen isimdir. Sedef hastalığı vücutta diz, dirsek, saçlı deri gibi pek çok alanı tutabilmekle birlikte bazen genital alanı da tutabilmektedir. Sedef hastalığının en tipik belirtisi kaşıntıdır.

Kaşınan yerlerde sedef plakları oluşmaktadır. Bu plaklar genellikle inci rengindedir ve kaşımakla üzeri pullanır. Genital psöriyazis tedavisi, normal psöriyazis tedavisinde olduğu gibidir. Kliniğimizde tedavi amaçlı PRP ve fraksiyone karbondioksit lazerler de kullanılmaktadır.

Kontakt Dermatit

Vulvar ve vajinal kaşıntının en önemli sebeplerinden birisi de giderek daha çok kullanmaya başladığımız kimyasallardır. Günlük pedler, genital bölgede kullanılan kokular, yıkama jelleri, irritanlar, genital bölgenin tıraş edilmesi veya lazer uygulamaları da kimi zaman genital kaşıntıya sebep olabilmektedir.

Kimyasal bir irritan madde ile vulvit gelişme durumuna “kontakt dermatit” adı verilmektedir. Tedavide sorunu yaratan maddeden uzaklaşmak ve topikal rahatlatıcı tedaviler kullanılmaktadır.

Genital Egzama

Egzama, vücudun farlı yerlerinde oluşabilen alerjik bir cilt reaksiyonudur. En sık görülen belirti yine kaşıntıdır. Egzamalar kimi zaman genital alanda da görülebilmektedir, bu alanların kırmızı ve kaşıntılı olduğu izlenmektedir. Genital egzama, atopik bünyeli (alerjiye meyilli) çocuklarda da görülebilmektedir.

Parazit Hastalıkları

Parazitler en sık bağırsaklarda yerleşmektedir. Ancak bazı parazitler (en sık oxyur-kılkurdu) geceleri anüsten yani makattan dışarı çıkıp vulvada ve perianal bölgede akıntıya sebep olabilmektedir.

Hatta kimi zaman vajinaya girdikleri bile izlenmiştir. Özellikle çocuk yaş grubunda görülen vulvovajinal kaşıntılarda paraziter hastalıklar düşünülmektedir. Tedavide antiparaziter ilaçlar kullanılmaktadır.

Kliniğimizde Genital Kaşıntı Tedavileri

Vajinal kaşıntı, pek çok farklı sebeple ortaya çıkabilmektedir. Altta yatan neden ne olursa olsun kişinin hayat kalitesini ciddi anlamda bozmakta, cinsel ve sosyal hayatını etkileyebilmektedir. Vulvar ve vajinal kaşıntı şikayeti ile gelen hastalarımızda öncelikle altta yatan sebebi bulmakta, tanıyı kesinleştirdikten sonra da tedaviye geçmekteyiz.

Bazı hastalarda kesin tanı için mercimek kadar büyüklükte, küçük bir cilt biyopsisi gerekmektedir. Tanı konduktan sonra uygulanacak tedavi yöntemi belirlenmekte ve tedavilere başlanmaktadır.

DOÇ. DR. SÜLEYMAN ESERDAĞ TARAFINDAN VERİLEN EĞİTİMLER

Doç. Dr. Süleyman Eserdağ tarafından genital estetik cerrahisi ve seksoloji alanlarında verilen kurs, eğitim ve toplantıların bir kısmını aşağıdaki bölümlerden inceyebilirsiniz.

TÜM EĞİTİMLER
İletişim ve Randevu

Formu doldurup gönderdikten sonra size geri dönüş sağlanacaktır. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz.

TRENDE
Doç. Dr. Süleyman EserdağDoç. Dr. Süleyman EserdağKozmetik Jinekoloji ve Cinsel Terapi
Avrupa Board Sertifikalı Cinsel Terapist (Fellow)
‘Kadın Genital Estetik ve Fonksiyonel Cerrahisi’ Kitabının Yazarı
0212 225 15 00
0530 763 34 00
Bu web sitesi, web sitemizin kalitesini artırmak için istatistikler oluşturmak amacıyla veri toplamak için tanımlama bilgileri kullanır. Aşağıdaki butonlara tıklayarak veya Çerez Politikası sayfasını ziyaret ederek çerezlerimizi kabul edebilir veya reddedebilirsiniz. Herhangi bir seçim yapılmaması durumunda varsayılan "izin yok" seçeneği geçerlidir ve reddetme kullanıcı deneyiminizi sınırlamaz.
Kabul EtReddetÇerez Politikası